
1 Aralık 2007 Cumartesi
Dün Gece :)

29 Kasım 2007 Perşembe
Ustalara Saygı Bloguuu
İlk tanışmamız Flickr'da oldu arkadas listemdeydi çok sevinmiştim.Blog karıştırıldı yorum yapıldı ve orda bırakıldı.
Birazda kendimden bahsediyim:::::
Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum amaaaa vaktim ve enerjim yok.Çektiğim fotoğraflarda zaten amatörlüğün dibine vurmuş bi şekilde ama olsun ben seviorum fotoğraflarımı:)Baktığınızı gördüğünüzü yada görebildiğinizi çekmek çok keyif verici.
Neyse enderemiroglu'nun blogunu gördügümde begenmistim ama bi kere bile enderemiroglu linkini tıklamamıştım.:(
üzgün ve bi okadar süzgünüm.
Veeee saolsun Feyzbuk yine birbirimizi orda bulduk ve başladık konuşmaya sanal ve manal yolla.Bir gün dedimki nedir?kimdir?bu enderemiroglu tamam çok sevdiğim bi arkadasımn arkadası Flickr dan tanıyorum blogunu kurcalıyorum ama o kadar bir bakalım dedim veeeeeeee :)
Sitesine girdiğim anı unutamam çalan müzik boğazım düğümlendi.Çok büyük şaşkınlık yaşıyordum ve ogünden sonra vaktim oldukça tıklıyorum:) ve diorumki artık hayranlarından biriyim...Önünde saygıyla eğiliyorum seni iyiki tanımışım hayranınım;)
19 Kasım 2007 Pazartesi
İsyan 1


kendi sesiyle ölür
ve kendi nefesiyle
arzunun bittiği yerde nefret başlar
nefret bu et yığınını diri tutar
nefret kaldığı yeri daima hatırlar
nefret aşkla başlar
nefret kanı hep yedeğinde saklar
nefret ya resulallah bana çoğalan bir nefret medet
insan
kendi hevesiyle olur
ve kendi esamisiyle
isyan
tanrım yedi katında çanlar çalsın
kulaklarımdan kanlar çınlasın
arzumu bıraktım cümle mahlûkat bana hırsla baksın
isyan
tanrım nefretimi daim kıl öfkemi kesin
gözlerimden cerahat aksın
dirimden kalktım kendimi çöle bırakma sırasındayım
isyan
tanrım beni acıyla ıslah et tutku sesimi kessin
ağzımdan tükürükler saçılsın
yalnız kaldım bedenimi sevme rızasındayım
ırzına geçerken toprağın
dört yanda çınlayan müziği tanımıyorum
bu kalabalıktan şiddetle nefret ediyorum
kitapları kapattım artık okunacak tek cümleye inanmıyorum
yalanlardan yüzlerden bedenlerden aşktan ve arzudan
ve ölümüne denilen sevdalardan
mektuplardan fotoğraflardan gözyaşlarından ve anılardan
birlikte biriktirdiğimiz hatıralardan
bu sürekli siyah giyen kalabalıktan
bu çirkin ırkımdan
bu yazmaktan ve okumaktan nasibini alamamış insan müsveddelerinden
bu kara kuru adamlardanbu acıyla büyüyen zavallı gürûhtan
adınla başladım sana sığındım koru ve kolla beni
amin.
enderemiroğlu
14 Kasım 2007 Çarşamba
Bir Ömür Yetmez
FerzanÖzpetek 26 Eylül 2007 Çarşamba
25 Eylül 2007 Salı
Bodrum Cennet Koyu



BODRUM AKYARLAR 'Aspat Solida Beach'
Yeşil+Mavi=Mutluluk and Huzur

Çeşme Alaçatı da Düğün



14 Eylül 2007 Cuma
3 Eylül 2007 Pazartesi
Ratatouille ...(Ratatuy)



Ramy adındaki bir fare, ailesinin tüm istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına rağmen, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy'yi Paris'in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau sayesinde ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir misafir olmanın getirdiği tehlikelere rağmen, Remy'nin aşçı olma arzusu; tüm olayları alevlendirerek Paris'in yemek dünyasını tepe taklak eden inanılmaz bir üstünlük mücadelesi başlatır.
Remy; kurduğu hayalini gerçeğe çevirip hayattaki arzusunu gerçekleştirmek ya da bir fare olarak tüm yaşamını geçireceği eski hayatına dönmek arasında zor bir tercih yapmak durumundadır...
31 Ağustos 2007 Cuma
29 Ağustos 2007 Çarşamba
Ferrari İnönü Stadyumunda...
28 Ağustos 2007 Salı
SİYAH BEYAZ ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ:)

24 Ağustos 2007 Cuma
Barınak Gönüllüleri ellerinize sağlıkkk:)
11 Ağustos 2007 Cumartesi
BARINAK GÖNÜLLÜLERİ YARDIM KONSERİ
TIKLAYIN HAYAT KURTARIN KATİLİM KİM?
KALBİMİZ SOKAKTA ATIYOR
Belki bu afişi görünce diyiceksinzki dışarda o kadar insan var kimsesiz aç onlar varken hayvanlar içinmi konsere para vericez?Bu soruyu sorup bişey yapmıyanlardansanız bence biyerden başlıyabilirsiniz.
Keşke herkez barınak gönüllüleri gibi bişeylere sahip çıkabilse ben onları Bebek Festivalinde tanıdım iiki tanımışım elimden geldiği kadar yanlarındayım...
4 Ağustos 2007 Cumartesi
Sultanahmet Seven Hills Hotel

30 Temmuz 2007 Pazartesi
Gerçek bir AŞK hikayesi...
Hani bazı hikayeler vardır dinlerken gözleriniz dolar uzaklara dalarsınız buda işte öyle bir şey...
Çok sevdiğim bir arkadaşımın amerika’dan arkadaşı gelmişti beraberce yemeğe çıktık, ondan bundan konuşurken arkadaşım arkadaşına sizin evlilik hikayesini anlatsana dedi ve kız hafif bir tebessümle başladı anlatmaya... Ben gerçekten çok etkilendiğim için anlatmak istiyorum.
Fulya amerika’ya gittiğinde değişik aktivitelerle uğraşmaya başlar bunlar arasında salsa dersi almakta vardır ve bu dansta Jeff diye biriyle tanışır beraber bir gösteriye hazırlanırlar ve orda yakınlaşmaya başlarlar, birbirlerinden çok hoşlanırlar ve iki katlı bir ev tutulur evlerinin kapıları yani giriş kapıları farklıdır ama hep tek kat kullanılır. :) Neyse her şey çok iyi giderken Fulya ' nın ailesi amerika’ya gelir kızlarını ziyarete anne, baba ve kız kardeş tabi Jeef ne yapıcak ev iki katlı olduğu için komşuculuk oynamaya başlarlar:) Bu arada Fulya'nın annesinin Jeef’ten haberi vardır anne hep Jeef’ide çağır oda gelsin oda yemek yesin falan der baba sinirli ve tutucu bir tip olduğu için ne alaka zırt pırt geliyor der neyse aile kızlarının yanında biraz kalır ve Türkiye 'ye dönerler bu sırada Fulya Jeff'e babasının böyle bir beraberliğe izin vermeyeceğini evlenmelerine razı olmayacağını uygun dille anlatır, örf adet falan filan. Jeff sanatkar bir kişiliktir ve çok yakışıklıdır :) Bir gün işimle ilgili Miami 'ye gitmem gerekiyor der orda üç dört gün kalacağını söyler Fulya da okey der. Jeff Miami’ye gider arada telefonla kaldığı otelden konuşurlar neyse jeff miami'ye gidip dönmüştür.
Bir gün jeff ve fulya arkadaşlarını eve çağırırlar fulya’nın ve jeff'in ortak arkadaşları dördü de türk’tür, napalım diye düşünürken hadi film izleyelim derler bir tane film konulur ilk görüntüde bir deniz, kızlar bir anda fulyayla beraber aaa marmara denizi derler :) Bu arada Fulya İstanbul' da en çok kız kulesini severmiş :) Film devam eder kız kulesinden balık tutan bir adam kız kulesi gözükür ve ardından Jeff herkes çığlık çığlığa nasıl yani?olurlar Jeff anlatmaya başlar yani izledikleri cd de anlatır burası Türkiye ve ben şuanda Fulya senin en sevdiğin yerdeyim der jeff filmi durdurur ve yere dizlerinin üstüne çöküp Fulya benimle evlenirmisin der ve odada olan herkes ağlamaya başlar evet de evet de derler...Fulya evet der ve filmi devam ettirir film şöyle devam eder Fulyaların evi ve Fulya'nın babası kızım Jeff bize geldi bizle tanıştı ve senle evlenmek istediğini söyledi mutlu olun kızım der annesi aynı şekilde ve kız kardeşi abla mutlu ol der.Ve film burda biter meğer bizim Jeff miami de değilmiş arkadaşı onun yerine o otele yerleşip telefon görüşmelerini sağlamış Fulya Jeff'i aradığında arkadaşı açıp banyoda falan deyip hemen Jeff' e telefon açıyormuş Jeff te Fulyayı arıyormuş.Bu hikayeyi dinlediğimde olayı yasadım ve büyülendim boğazım düğümlendi nasıl dedim nasıl hiç tanımadığı bilmediği bir ülkeye gelip herseyi göze alıp bizim örf ve adetlerimize göre kızlarını istiyor bu nasıl bir sevgi ve saygı dedim
VEEE Jeff ve Fulya Kız Kulesinde çok güzel bir düğünle evlenmişler :)Şimdi dünya güzeli bir kızları var ne mutlu sevginin kıymetini bilenlere bu hikayeyi dinledikten sonra o kadar etkilendim ki şirkette yemek yerken anlattım burda çok komik bir muhasebecimiz var evlenmek istiyor ve kızı vermiyolar hahahah bende yapıyım mı dedi sonra öyle şey olmaz ya öle şeyler filmlerde oluyor yada sadece amerikalı adamlar yapıyor dedi ben koptum tabii :) Haklıydı :(
27 Temmuz 2007 Cuma
ÖPTÜM PRENS OLMADIIII..



Hayatta herşey emek ister yürek ister ben ilk kez beceremedim çokta üzgünüm:(
ühüüüüüüüüüüüüüüüü:(




