1 Aralık 2007 Cumartesi

Dün Gece :)


Hafta sonu yani Cuma akşamı heryer çok kalabalık öff pöfff yemek yiyelim ama birazda eglenelim die düşünüyorduk.

Ne yapmalı?Nereye gidilmeli?

Nişantaşına gittik yemek yemek için ama o kadar sıkıcı geldiki orası yaaaaaa burda yemesek dedim.:)

Soru:Neresi olsun?

Cvp:Tabiki nefes alabildiğim yer Taksim olsun

İstiklal caddesinde yürüdüğüm zman nefes alabildiğimi hissediyorum gercekten hatta bir dönem tinerci çocuklar' a bile özeniyordum.Herkese tinerci bile olabilirim buralarda olmak için derdim.
Neyseeeeeeeeeee

Nevilzadede yürürken hım nım nom amanın çok kalabalınkk ama olsun biz herseyden keyif almayı bilen bir çiftiz beraberken heryer güzel gelio...

Kapısı bidicik olan biyer gördüm ve buraya girelimmi bak daha çok katı var hem görmüş oluruz dedim.Evliya çelebi gibiyiz hergün farklı biyer farklı tatlar.Mekan enteresan 3 kat çıktık ve 4. kat o kadar farklı bi kıvrımla değişik biyere götürdüki bizi o girdiğimz yer bir anda meyhaneye dönmüştü :)

Tabi biz japon turistler gibi vavvvv çok ii hadi oturalım dedik.Servis çok ii mekan kalabalık ve keyifli yemek yiyoruz içkimizi içiyoruz komik bi şekilde arada evdeymiş gibi televizyon bile izliyoruz sonra fark edip gülerek hayır hayır televizyon yok diyoruz .Çalgıcılar geldi ne çalalım dediler bisürü şarkı saydılar bizde siz ne söylerseniz dedik acaip keif bi anda,

Aşığım sana doyamıyorum

Nede güzelsin bakamıyorum

Seni sevmeye kıyamıyorum bune büyük aşkk anlamıyorum

Dedi biz yıkıldık... gülerek şarkı dinliyen bir çift ama yıkılıyoruz çalgıcılar sustu bu güzel çifti alıkışlarmıyız dedi zaten orda baygınlık geciricektim gülmekten:)

Acayip keyifli huzurlu ve enteresan bir geceydi:)

29 Kasım 2007 Perşembe

Ustalara Saygı Bloguuu

Biraz enderemiroğlu'ndan bahsediyim :::::
İlk tanışmamız Flickr'da oldu arkadas listemdeydi çok sevinmiştim.Blog karıştırıldı yorum yapıldı ve orda bırakıldı.
Birazda kendimden bahsediyim:::::
Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum amaaaa vaktim ve enerjim yok.Çektiğim fotoğraflarda zaten amatörlüğün dibine vurmuş bi şekilde ama olsun ben seviorum fotoğraflarımı:)Baktığınızı gördüğünüzü yada görebildiğinizi çekmek çok keyif verici.

Neyse enderemiroglu'nun blogunu gördügümde begenmistim ama bi kere bile enderemiroglu linkini tıklamamıştım.:(
üzgün ve bi okadar süzgünüm.
Veeee saolsun Feyzbuk yine birbirimizi orda bulduk ve başladık konuşmaya sanal ve manal yolla.Bir gün dedimki nedir?kimdir?bu enderemiroglu tamam çok sevdiğim bi arkadasımn arkadası Flickr dan tanıyorum blogunu kurcalıyorum ama o kadar bir bakalım dedim veeeeeeee :)
Sitesine girdiğim anı unutamam çalan müzik boğazım düğümlendi.Çok büyük şaşkınlık yaşıyordum ve ogünden sonra vaktim oldukça tıklıyorum:) ve diorumki artık hayranlarından biriyim...Önünde saygıyla eğiliyorum seni iyiki tanımışım hayranınım;)

19 Kasım 2007 Pazartesi

İsyan 1




insan
kendi sesiyle ölür
ve kendi nefesiyle

arzunun bittiği yerde nefret başlar
nefret bu et yığınını diri tutar
nefret kaldığı yeri daima hatırlar
nefret aşkla başlar
nefret kanı hep yedeğinde saklar
nefret ya resulallah bana çoğalan bir nefret medet

insan
kendi hevesiyle olur
ve kendi esamisiyle

isyan
tanrım yedi katında çanlar çalsın
kulaklarımdan kanlar çınlasın
arzumu bıraktım cümle mahlûkat bana hırsla baksın
isyan
tanrım nefretimi daim kıl öfkemi kesin
gözlerimden cerahat aksın
dirimden kalktım kendimi çöle bırakma sırasındayım
isyan
tanrım beni acıyla ıslah et tutku sesimi kessin
ağzımdan tükürükler saçılsın
yalnız kaldım bedenimi sevme rızasındayım

ırzına geçerken toprağın
dört yanda çınlayan müziği tanımıyorum
bu kalabalıktan şiddetle nefret ediyorum
kitapları kapattım artık okunacak tek cümleye inanmıyorum
yalanlardan yüzlerden bedenlerden aşktan ve arzudan
ve ölümüne denilen sevdalardan
mektuplardan fotoğraflardan gözyaşlarından ve anılardan
birlikte biriktirdiğimiz hatıralardan
bu sürekli siyah giyen kalabalıktan
bu çirkin ırkımdan
bu yazmaktan ve okumaktan nasibini alamamış insan müsveddelerinden
bu kara kuru adamlardanbu acıyla büyüyen zavallı gürûhtan
adınla başladım sana sığındım koru ve kolla beni

amin.

enderemiroğlu

14 Kasım 2007 Çarşamba

Bir Ömür Yetmez

FerzanÖzpetek
Ferzan Özpetek ismini duyuşum ''Cahil Periler '' adlı filmle olmuştu.Daha doğrusu Cahil Periler kulağama çok hoş gelmişti ve merak edip gidip almıştım.Filmi izledim çokta keyif alarak izledim çok etkilendiğim sahneler olmuştu .Tabi bikere izlemek yetmedi o kadar çok izledimki her karesini ezbere biliiyorum diyebilirim.Daha sonra Ferzan Özpeteğin diğer filmlerinide merak ettim ve her biri birbirinden daha çok etkiledi beni.Benim için gercekten önemli bir yönetmen Ferzan Özpetek.Merakla beklediğim ''Bir Ömür Yetmez'i''2 hafta önce izliyebildim.Nasıl anlatsam bilemiyorum ama epeydir bukadar güzel, bukadar keyifli,bu kadar duygusal bir film izlemedim.Hikaye çok güzel, çok özel, çok yaşanmış ...Ustanın önünde saygıyla eğilip herkeze ''Bir ÖmürYetmez'i tavsiye ediyorum.

25 Eylül 2007 Salı

Bodrum Cennet Koyu







Birde arkadasımın hep anlattığı bir yer vardı Bodrum da CENNET KOYU evet cennet böyle biyer galiba.Kimseler olmasın çıt çıkmasın deniz enfes olsun manzara çok iyi olsun güzelde yemek yesem hiç fena olmaz diyorsanız Atami Hotel 'etıklamanız yeter gerçekten çok başarılı bir yer.Birkaç fotoda koyup havayı ısıtiim:)

BODRUM AKYARLAR 'Aspat Solida Beach'

ASPAT SOLİDA BEACH


Yeşil+Mavi=Mutluluk and Huzur













Solida Beach
Tatil diyince aklıma gelen tek şey kafa dinlemek yani kalabalık ortamdan uzaklaşmak Bodrum u seviyorum ama çok kalabalık o yüzdende benim için en sakin olan yer Akyarlar'ı tercih ediorum senelerdir bu böyle Akyarlar da kalıp Bodrumun nimetlerinden faydalanmak daha keyifli oluyor:)Akyarlarda kalıp nerdeyse hergün Aspat Solida Beach'e gidip ordan denize girip kafa dinliyoruz gerçekten çok güzel bir yer hep orda kalmak istiyordum tatilim bitti diye düşünürken tatilden bir hafta sonra tekrar Bodruma gittik uçaktan inip doğru Türkbükü'ne gittik orda arkadaslarımızla buluştuğumuz mekan Sacide'nin Mutfağı oldu böyle bir mekan var mekan sahibi arkadaslarımızın arkadasları bir gittikki kimler kimler var çok degerli birçok sanatçımız ki bunlardan benim çok sevdiğim Ahmet Uğurlu ve sevgili eşi Necef Uğurlu inanılmaz bir sohbetin ortasına düştük içkiler içildi sohbet harika mekan sahipleri fıstık Serpil ve kocası Hayri inanılmazlar zaten bukadar neşe dolu hayat dolu olmasalar bukadar çok gelen giden olmaz .Bu piyasada matrak ve gerçekten dost olabilicek insanlar çok az var.
Hayri sordu nerde kalıcaksınız ?eeeeeee şey:) ben size yer ayarladım tamam süper Hayrinin bulduğu yerde kaldık nerdeyse Hayrilerin üst katı çok şeker biyer sabah oldu başımız çatlıo... Enfes bir kahvaltı ordan benim çok sevdiğim müdavimi olduğum mekan Aspat Solida Beach ama bu kez farklı orda kalıcaz mutluyum, mutlusun, mutlu:)
Çok güzel biryer bu Solida Beach hiç kalmamıştım bundan sonra Akyarlara gitiğimde gerçekten bayıla bayıla kalıcağım yer olucaktır.Çünkü odalar harika, yemekler harika,personel çok güler yüzlü ama en güzeli en sevdiğim şeyy dışarda o manzaraya karşı hafif bir esintiyle açık havada sinema izlemek galiba ölücem dedim ama maalesefki film izlerken uyuyup kalmışım olsun o bile güzeldi:)
Çok keyifli bir tatildi herkese tavsiye ederim gerçekten.
Kaldığım odanın resimlerini koyup görgüsüzlüğü doruğa çıkariimmm:)










Çeşme Alaçatı da Düğün

BEGONVİL OTEL













Yazın sonunda tatil yapmak çok keyiflidir yazla vedalaşırsınız resmen bende öyle birşey yaptım aslında tatilde sayılmazdı arkadasımın düğünü vardı ona gittik hem ziyaret hem ticaret oldu.Bu sezonda Çeşme Alaçatıya hiç gitmemiştim rotamız Lale Lodge tu ama yer olmadığı için bize önerilen Begonvil Otel' e rezarvasyon yaptırdık.Uçaktan indik aracımızı aldık ve yola koyulduk efet sonunda Begonvil Otel bulundu:)Otel görevlisi bizi karşıladı ve tanışma faslı otel sahibi Gönül Hanım çok şeker hoşgeldin kızım sen üşümüssüdür diyip üzerindeki o güzel yumuşacık şalını bana verdi , geç olmasına rağmen oteli merak ettiğim için gezmek istedim her oda birbirinden farklıydı kapıların üzerindede isimler yazıo pembe gül,manolya,orkide,karanfil diye gidiyor çiçek isimleri alt katta türk hamamı, kapalı havuz ve sauna var.Otel'e girer girmez sıcaklığı hissediyorsunuz.

Sabah oldu aslında nerdeyse öğlen oldu :)odadan dışarı çıkıldı aman yarappim bu nasıl bir kahvaltı çiğ böreğinden tutun ev reçelleri çeşit çeşit peynirler karpuzlar flüpp canım çekti...Kahvaltımızı alıp bahçeye çıktık Gönül Teyze hesap sordu geç kalktınız?Yani biraz dinlenelim dedik te:)O kadar şekerlerki oda eşi Faruk amcada inanılmaz samimiler böyle bir işletme açıkçası görmemiştim.Neyse kahvaltı yapıldı ve kızgın şezlongtan serin sulara atlama hayali kurarken gökyüzünde kara kara bulutlar gezinmeye başladı:)Olsun hava kötü bile olsa denize girmeliyim die düşünürken araba bizi plaja getirmişti bile Paparazzi beach e girdiğimizde denizin kenarındaki şezlonglara yanaşamadım bile esintiden t-shirt ümü bile çıkaramadım okadar esiyorduki inanılmaz.Kumsalda oynayan çocukları izlerken bu veletler su kenarında üşümüyorlarsa bende denize girmeliyim diyip büyük bir cesaretle yerimden kalktım veeeee su harika ama kafa hep içerde olmalı ve denizden çıkılmamalı yoksa donarak ölebilirsiniz:)

Öğleden sonra otelimize geri döndük aman yarappim bu seferde Gönül Teyze gelin gelin çay içip birşeyler yiyin dedi zaten açlıktan bayılmak üzereydik çokta iyi oldu deniz havası malum çabuk acıkıyosun :)Çörekler,börekler profiteroller tabi hepsi ev yapımı hazır hiç birşey yok nım nım harikasınız sohbet muhabbet akşam oldu.Eve iş getirme derler ya otel odasında katalog için son ayarlamaları yapıyoruz ne keyifli :(Çeşmedesin Alaçatıda harika bir oteldesin ve odadasın... ama harika bir odada olduğun için aslında çıkmakta istemiyo gibiydim galiba.

Düğün günü

Sabah arkadaslarımızla buluştuk Alaçatı da kahvaltı yapıp ordanda biraz yüzelim dedik ama nerde nasıl yüzüyosun?Üzerimde kırmızı polarla resimlerim var çokta güzel çıkmış biikini üzeri polar ama denizdeim yani deniz kıyısında :)

Akşam oldu düğüne gittik tabi yine en güzel kız bendim :)Megolamanlık diz boyu,güzel bir düğündü düğünler hep güzeldir:) :(

Son gün hava harika hehehhe gidip takımın geri kalanını toplıyalım dedik onların evinin önünde denize girme kararı alındı ohhhhhhhh deniz kaymak güneş harika Allahım çok mutluyum:)

Ayrılık Vakti

Herşey çok güzeldi umarım en yakın zamanda başka bir yere demir atarız :)

Atarız dimi?
Cvp geldi
...........=Evet atarız:)

3 Eylül 2007 Pazartesi

Bebek Kahve Hatırası (BEBEK ECZANESİ)




17 NİSAN 2006 SAAT 19:06
Hep iş yerimden kaçıp Bebek Kahveye giderdim arkadaşlarımla oturup lak lak yapabilmek için benim için böyle bişey düşünüp çizmişlerdi yeni buldum çokta mutlu oldum...
SİZİ SEVİYORUM
Ahmet,Serkant,Deryo,Tuğrul VE Müzisyen abimiz Serdar:)

Ratatouille ...(Ratatuy)











Ratatouille - (Ratatuy)
Ramy adındaki bir fare, ailesinin tüm istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına rağmen, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy'yi Paris'in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau sayesinde ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir misafir olmanın getirdiği tehlikelere rağmen, Remy'nin aşçı olma arzusu; tüm olayları alevlendirerek Paris'in yemek dünyasını tepe taklak eden inanılmaz bir üstünlük mücadelesi başlatır.
Remy; kurduğu hayalini gerçeğe çevirip hayattaki arzusunu gerçekleştirmek ya da bir fare olarak tüm yaşamını geçireceği eski hayatına dönmek arasında zor bir tercih yapmak durumundadır...




















Kesinlikle izleyin çok seviceksiniz biz çok sevdik her eve bir Ramy gerekli :)





29 Ağustos 2007 Çarşamba

Ferrari İnönü Stadyumunda...


Felipe Massa









Felipe Massa ve takımı İnönü Stadyumunda yarıştan önce ter attılar
basın yasaktı ama ben içeri sızdım heheheheh...















28 Ağustos 2007 Salı

SİYAH BEYAZ ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ:)

BİR GÜN HER FENERBAHÇELİ BEŞİKTAŞLI OLUCAK :)
Kartallar yüksekten uçarlar...

ÖLMEK VAR SUSMAK YOK...





TARİH KOKAN FOTOĞRAFLAR










O KADAR GÜZEL RESİMLER VARDIKİ ELLERİM TİTREDİ ÇEKERKEN







KUPALARIMIZ MÜZEMİZE SIĞMIYOR O KADAR ÇOKKİ


















İŞTE BEŞİKTAŞA VURULDUĞUM SENE RIZA,FEYYAZ,GÖKHAN,ALİ VE METİN DÖNEMİİİ......









BEŞİKTAŞIM BENİM BİRİCİK SEVGİLİM SÖYLE SENDEN BAŞKA KİMİM VAR BENİM SENİNLE AĞLARIM SENİNLE GÜLERİM SÖYLE SENDEN BAŞKA KİMİM VAR BENİM










Aaaaaaa Ağva:)
















Ben pek sevmedim ama gidilip görülmeli...

24 Ağustos 2007 Cuma

11 Ağustos 2007 Cumartesi

BARINAK GÖNÜLLÜLERİ YARDIM KONSERİ

TIKLAYIN HAYAT KURTARIN
KATİLİM KİM?
KALBİMİZ SOKAKTA ATIYOR


Belki bu afişi görünce diyiceksinzki dışarda o kadar insan var kimsesiz aç onlar varken hayvanlar içinmi konsere para vericez?Bu soruyu sorup bişey yapmıyanlardansanız bence biyerden başlıyabilirsiniz.
Keşke herkez barınak gönüllüleri gibi bişeylere sahip çıkabilse ben onları Bebek Festivalinde tanıdım iiki tanımışım elimden geldiği kadar yanlarındayım...

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Sultanahmet Seven Hills Hotel


Dün akşam Taksim' de işim vardı mağaza açıyorum çok güzel üç katlı ama benim diil hehheheh neyse plan bianda iptal oldu çünkü mağazanın duvarlarına grafiti yaptırıcağım arkadaşımın işi çıktı neyse bizde o zaman Taksim' e gitmiyelim dedik.
Sultanahmet'e gidelimmi? dedi genç delikanlı?kızda nnnnevet naslında çok iyi olur hiç bu saatte gitmemiştim dedi delikanlıya.Delikanlı o zaman seni biryere götürücem bakalım beğenicekmisin? dedi.
Kız da kaderenine razı olup tamam dedi:)Kız sanki ilk kez Sultanahmet' i görüyordu heryer ışıl ışıldı değişik ülkelerden gelmiş güzel insanlarla doluydu heryer kız o anda kendinden soğudu çünkü İstanbul'un göbeğinde oturup İstanbul'un güzelliklerinden yararlanmamıştı arkaya dönüp baktığında çok birşey yoktu ama dün akşam şunu fark etti nefes aldığı sürece herşeyi yapmaya vakti vardı ve içini büyük bir heyecan kapladı.
Arabayı park ettikten sonra biryere geldik dışardan normal otel formunda olan buyere asansöre bindiğimde neyle karsılaşıcağımı tahmin bile edemiyordum.
Otel oluşu genç kızı biraz ürkütmüştü neydi amaç genç delikanlı niye böyle biyere getirmişti genç kızı otelin en üst katına çıkıldığında garsonlar hoşgeldiniz dediğinde kız hiç kimseyi görmüyordu manzara karşısında adeta büyülenmişti yerlerine oturduktan sonra derin bi nefes alıp gözlerini kapadı ve şükretti hayat çok güzeldi ve heranı güzel yaşamak gerekliydi :)Neyse ciddileşim nekadar ciddileşebiliceksem pek beceremiyorum:) Seven Hills Hotel yada otel kısmıyla pek ilgilenmediğim için Restaurant dielim açıkçası lezzet açısından pek memnun kalınabilicek olmasada benim uyuzluğumu düşünücek olursak belkide iyiydi ama manzara olağan üstüydü arkada çalan Zeki Müren ve gerçekten eski türk sanat müzikleri ve elinizde beyaz şarap kadehiyle İstanbul'a bir daha aşık olabiliosunuz öyle bir manzara varki çıldırmamak içten diil.Dün akşam birde Mevlanayla ilgili gösteri vardı ve Sultanahmet camisini ışıklandırmışlardı Mevlana'nın görüntülerini verirken diğer tarafta gökyüzüne ilahiler yükseliyodu nekadar çok etkilendim nasıl güzeldi.
Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır... ''Mevlana''
Ve genç kız genç delikanlıya dönüp güzel bibakış atıp o güzel gülümsemesiyle teşekkür etti.

Arzu Film sundu...:)

30 Temmuz 2007 Pazartesi

Gerçek bir AŞK hikayesi...

Hani bazı hikayeler vardır dinlerken gözleriniz dolar uzaklara dalarsınız buda işte öyle bir şey...

Çok sevdiğim bir arkadaşımın amerika’dan arkadaşı gelmişti beraberce yemeğe çıktık, ondan bundan konuşurken arkadaşım arkadaşına sizin evlilik hikayesini anlatsana dedi ve kız hafif bir tebessümle başladı anlatmaya... Ben gerçekten çok etkilendiğim için anlatmak istiyorum.

Fulya amerika’ya gittiğinde değişik aktivitelerle uğraşmaya başlar bunlar arasında salsa dersi almakta vardır ve bu dansta Jeff diye biriyle tanışır beraber bir gösteriye hazırlanırlar ve orda yakınlaşmaya başlarlar, birbirlerinden çok hoşlanırlar ve iki katlı bir ev tutulur evlerinin kapıları yani giriş kapıları farklıdır ama hep tek kat kullanılır. :) Neyse her şey çok iyi giderken Fulya ' nın ailesi amerika’ya gelir kızlarını ziyarete anne, baba ve kız kardeş tabi Jeef ne yapıcak ev iki katlı olduğu için komşuculuk oynamaya başlarlar:) Bu arada Fulya'nın annesinin Jeef’ten haberi vardır anne hep Jeef’ide çağır oda gelsin oda yemek yesin falan der baba sinirli ve tutucu bir tip olduğu için ne alaka zırt pırt geliyor der neyse aile kızlarının yanında biraz kalır ve Türkiye 'ye dönerler bu sırada Fulya Jeff'e babasının böyle bir beraberliğe izin vermeyeceğini evlenmelerine razı olmayacağını uygun dille anlatır, örf adet falan filan. Jeff sanatkar bir kişiliktir ve çok yakışıklıdır :) Bir gün işimle ilgili Miami 'ye gitmem gerekiyor der orda üç dört gün kalacağını söyler Fulya da okey der. Jeff Miami’ye gider arada telefonla kaldığı otelden konuşurlar neyse jeff miami'ye gidip dönmüştür.

Bir gün jeff ve fulya arkadaşlarını eve çağırırlar fulya’nın ve jeff'in ortak arkadaşları dördü de türk’tür, napalım diye düşünürken hadi film izleyelim derler bir tane film konulur ilk görüntüde bir deniz, kızlar bir anda fulyayla beraber aaa marmara denizi derler :) Bu arada Fulya İstanbul' da en çok kız kulesini severmiş :) Film devam eder kız kulesinden balık tutan bir adam kız kulesi gözükür ve ardından Jeff herkes çığlık çığlığa nasıl yani?olurlar Jeff anlatmaya başlar yani izledikleri cd de anlatır burası Türkiye ve ben şuanda Fulya senin en sevdiğin yerdeyim der jeff filmi durdurur ve yere dizlerinin üstüne çöküp Fulya benimle evlenirmisin der ve odada olan herkes ağlamaya başlar evet de evet de derler...Fulya evet der ve filmi devam ettirir film şöyle devam eder Fulyaların evi ve Fulya'nın babası kızım Jeff bize geldi bizle tanıştı ve senle evlenmek istediğini söyledi mutlu olun kızım der annesi aynı şekilde ve kız kardeşi abla mutlu ol der.Ve film burda biter meğer bizim Jeff miami de değilmiş arkadaşı onun yerine o otele yerleşip telefon görüşmelerini sağlamış Fulya Jeff'i aradığında arkadaşı açıp banyoda falan deyip hemen Jeff' e telefon açıyormuş Jeff te Fulyayı arıyormuş.Bu hikayeyi dinlediğimde olayı yasadım ve büyülendim boğazım düğümlendi nasıl dedim nasıl hiç tanımadığı bilmediği bir ülkeye gelip herseyi göze alıp bizim örf ve adetlerimize göre kızlarını istiyor bu nasıl bir sevgi ve saygı dedim

VEEE Jeff ve Fulya Kız Kulesinde çok güzel bir düğünle evlenmişler :)Şimdi dünya güzeli bir kızları var ne mutlu sevginin kıymetini bilenlere bu hikayeyi dinledikten sonra o kadar etkilendim ki şirkette yemek yerken anlattım burda çok komik bir muhasebecimiz var evlenmek istiyor ve kızı vermiyolar hahahah bende yapıyım mı dedi sonra öyle şey olmaz ya öle şeyler filmlerde oluyor yada sadece amerikalı adamlar yapıyor dedi ben koptum tabii :) Haklıydı :(



27 Temmuz 2007 Cuma

ÖPTÜM PRENS OLMADIIII..







Okadar çok hayvandan bahsedince benim bitanecik kuzumu nasılda unuttum.Beni tanıyanlar bilirler eskiden beri dehşet şekilde kurbağaları çok sevmişimdir bunu bilen kardeşim ve kocası caddede yürürken bir tükkan bulurlar ve burdan şirinmi şirin bir kurbağa satın alırlar.Bana telefon açıp sen hani bi hayvanı çok seversin ama hiç beslemedin tabi diip heyecan kat sayımı arttırıp hayvanı tahmin etmemi isterler e tabi bende geyikten bisürü hayvaaaannn ismi sayarım:) Hadi çabuk eve gel sana bir sürprizimiz var diip kapatırlar...heyecandan gebermek üzereyim neyse eve bir gittim cam fanusun içinde salakyüzlü bir kurbağa tabi ben çığlık çığlığa aaaaaaaaaaaaaaa adı ne olsun ben seni yerimm derken arife günü aldıkları için ailece adının BAYRAM olmasına karar verdik hhahahhaha artık dünyalar benimdi ama Bayram'ın çok iyi şartlarda olması gerekiyordu e tabi kısa yürüyüşler yapması gerekiyordu bu işe tek bozulan annemdi ciddi anlamda huylanıyodu Bayramdan:) Bayrama uygun güsel minik bir ev aldım ısıtıcısıyla ve minik adacıklarıyla pek huzurluydu akşam işten gelip onu öpüp yatağımın üstüne koyup günlük sıçrama hareketlerini yaptırıyodum günler günleri kovaladı aylar geçmişti Bayram bi gergindi üstünden o gerginliği atamadı bir türlü.Ben bir ara çok gergin günler geçirdim ve o zamanlarda kimseyle ugraşmak istemiyordum ve Bayramla da oynaşmıyordum Bayram'da öyle bir alışmıştıki bana sadece ben yemek verdiğimde yiyordu hatta elimle yemeğini tutuyordum minik karidesleri elimden hızla cekip yiyordu ama tabi o sıkıntılı dönemimde yemlerini evinin içine atıp yemesini seyrediyordum ve bir ara yemek yememeye başladı Bayram yüzüme bakmıyordu bi anda ilgi manyağı yaptım ama iş işten geçmişti gerçekten yüzüme bakmıyor yemek asla yemiyordu ve Bayram ölmeyi seçmişti beni cezalandırıyodu bir gün iş yerime telefon geldi Bayram ölmüştü o anda ne kadar ağladığımı ne kadar üzüldüğümü anlatamam kendimden nefret ettim...BENCİLLİK YAPMIŞTIM sadece kendi sıkıntılarımı düşünmüştüm onu görmemiştim yok saymıştım :(
Hayatta herşey emek ister yürek ister ben ilk kez beceremedim çokta üzgünüm:(

ühüüüüüüüüüüüüüüüü:(